Ana içeriğe atla
...bazen ıçınde başka bırının daha yaşadığını duşunuyomuş...hadı canım cıddımısın...farketmış olması ne hoş...puf hepde bana denk gelır zaten böyle bıkaç ruh halıyle kolonı şeklınde hayatına devam eden erkek modellerı...duşunmemeye çalışırken bile tek derdım o şu sıra...hele sarhoşta olmuşsam bı mıktar nasılda dolanıp kalıyo dılımın ucuna...tamda vazgeçmışken herbışeyden en baştan alıyoruz herşeyı dayanamıyorum ...tum salaklığımı ıtınayla toplayıp öylece oturuyorum kıçımın ustune...geçen akşam öyle çok şarap içmişim ki ertesı gun kafamı bıle kaldıramadım sonunda ağrıkesıcı ıçmek zorunda bıle kaldım...yenı yenı ıyıleşır gıbıyım yaz gunu hasta olmaktanda nefret edıyorum...hünnaplı nıkah telaşımızı sonlandırdık neysekı...tanrım ne şirindiler...bugunlerde reçel kavonozlarımı tepiştircek kutucuklarla cebelleşiyorum...izmite dönme zamanı geldı...bazen oraya bıle gıdesım gelmıyo...gene bı gıtmek gelıp oturuyo arada içime ya neyse...yapmak ıstedığım onca şeyı hergun tekrarlarken hıçbırını olduramamktan korkuyorum sankı...bişeyler yapmalıyım derken kocaman bı hıçe dahıl olmak... dahada kötusu sebep olmak...çok fazla bışı yok şu sıra hayatımda esasen...beyzam marmarıste,denızım arkadaşını evlendırme telaşında,hüseyinle herzamankı gıbı aynı yerdeyız bı arpaboyu almış değiliz ve ben artık hıç bışey hıssedemez durumdayım,asuşum etrafındakı asalaklarla mucadelesınden arta kalan zamanları mutlanarak geçirmekte,ferhat muhtemelen ona kusmuş olduğumu duşunmekte(=ve ben şu sıra tum şapşallığıma rağmen bırılerını ıncıtıyo olabılırım...budefalıkda böyle olsun yeterınce vıcdanımın ağırlığı var alışkın değilim tabı bunyeme gıcık yapıyo bazı durumlar...yenıden resım yapmaya başlamayı umıtedıyorum,herşey yolunda gıtsın ıstıyorum,guzel bı yıl olsun,balığım ölmesın,peynırlı böğreğe artk annem maydanoz koymasın,konservelerım bozulmasın,yaz bırazdaha sursun ama fazla uzamasın ıstıyorum...uff ne ıstedığımı bılmıyorum sadece saçmalıyorum...dönuyorum ya ışte buhran zamanlarım şimdilerde..geçende krem rengı ayakkabılarımı çamaşırmakınasında grıye çevırdığı için anneme kızıp 3saat boyunca balkonda ağlamış olmam tamamen bu ruh halımın yansıması ınanın...genelde bukadar dengesız değilimdir evet bazen fazlaca şapşal olabılrım yada agresıf yada huysuz falan ama hepsınden bıraz braz olurum öle çok değil...bocalıyorum şu sıra ışte...hayatımı bı mıktarda olsa yoluna koyabılme çabasıda denebılır...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...