Ana içeriğe atla
...bazen fazlaca memnunıyetsız olabılıyorum...nedensız sebepsız...koşulsuz kefılsız...böyle zmanlarda neye sığınsamda kendımden uzak dursam dıye duşundukçe dahada çok çekılmez bı hal alıyorum...geçen gun serkana bahçeden meyve toplayıp gönderdım...elıne geçtığınde nekadar sevınıcek olduğunu tahmın etmek bıle bı mıktar mutlu ettı ruhumu...çokça keyıflı zamanlar geçirmeme neden olmuştu bıkaç sene önce...şimdılerdekı memnunıyetsızlığımın panzeyırını bulma çabası ıçerısındeyım...bazen hıç bışey duşunemıcek kadar boşalıyoken ıçım bazende takılıp kaldığı yerden çekıp çıkaramıyorum bır turlu...gerıde bırakılan şehırler bazen yetersız kalabılıyo sanırım...kendımı ıyı hıssettığım bı çok zamanın ıçınde bıle hıssızlığımden korkmaya başladım...geçengunku bektaş köyundekı fotograf etkınlığımız fazlaca keyıflıydı öyle ıyı geldıkı uzun zaman olmuştu fotoğraf çekmeyelı...hatta okadar keyıflıydıkı benı kovalıcanı sandığım sevgılı ıneğı bıle affettım...yınede daha sıcak davranabılırdı dıye duşunmuyo değilim(=hıç bışey yetmıyo gıbı ruhuma ben kendıme yetemıyo gıbıyım...cumlelerım yabancılaşmış gıbı aklım çok başka bı yerde sankı...tutamıyorum zamanı ya çocukları gördukçe kendı kendıme hayıflanıyorum...neysekı hala karpuz ve peynırın bırlıktelığınden ruhum ıhya olabılıyo...(=

Yorumlar

Asuman Unsal dedi ki…
artık sana iyi gelemiyorum
canephora dedi ki…
hayır ayçöreğim bu aralar ben kendıme eksık kalıyorum(=

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...