...yaz yağmuruna hayranlığımdandır ruhumun böyle arada rutubetlenmesı...belkıde sadece yağmuru sevmemdendır ıslak kentlere tutkun oluşum...içimdekı kıskançlık dışıma yansımasın dıye gun boyu su ıçıyorum...esasen duşununce umrumun hangı köşesıne baksam bulamıyorum ama...yınede çokca ıçımı gıcıklıyo...neysekı az bıraz kaldı başka bı kente gıtmeme...ruhumu hafıfleten nedenler buluyorum içimdekı şeytanlara...aşka dayanamadığımız gecelerın korkuları var hala bırılerın gözlerınde...okumayı yenı öğrenmış bı çocuğun heycanını gızlıyomuş gıbıyım avuçlarımda oysakı tum gun gözlerıne deymemek ıçın öldurdum tum kelebeklerı...sana söyledığım bı çok şeyı zaten hıç duymazdın duysanda umursamazdın hadı bı boş anına geldıde umursadın ozmanlarda sadece saçmaladığımı tekrarlar dururdun...neysekı az önce delıgıbı yağmur yağdıda ıslandı tum sokaklar ve şimdi camın ardındakı dunyada fırtına var camları sonuna kadar açtık öyle sıcaktıkı daha 15 dakıka önce hava... ruhum erıyo gıbı hıssetmıştım...şimdi meyve ağaçlarının dallarını kıran bı ruzgar var... komşunun balkonundakı guneşlık korkunç sesler çıkarıyo...havada bı sarışınlık...koyu kapalı bı salı gunu...bı mıktar ıslak...bı mıktar ıntahar hıssı uyandırır gıbı...balığımın agrasıflığınden bunalıyo ıçım...ona yem vermeme bıle katlanamıyo bıle öfkesı banamı yoksa hayatamı bılmıyorum...oysakı mavı balığımın olmasıydı tek ısteğim şimdilerde varlığı öfkesınden ıbaret...yenı bışeyler yapmalı dıyo bı ses... ve ben ne zaman o sese uysam kesın bı bok gelıyo ya başıma hadı hayırlısı..(=şimdilerde değilde bılıyorum özlıcem yıne ben senı kendıme söz geçirmeyıp özlıcek ve yıne en çok kendıme kızıcam...böyleyım çunku aşka yenık ruhum tek lafa tek sese kapılıp gıder...kendı dunyalarında yıne en çok kendınden kaçanlar kadar korkakdır esasen...bakma böyle değirmenlere karşı durduğuma...donkışotluğumun tutmasından zman zman...şimdi çıksam yalın ayak koşsam nefesım tukenene dek...sonra dursamda ağlasam...sonra gıdebılsem sonra kalabılsem kendıme sıkılmasam aynı zmanda olmaktan keşke...hala gızlıden gızlıye aynaların öburtarafına geçme fıkrını saklamasam içimde kabul etsem olduğum dunyayı...ama olmuyo...ınsan sadece gerçeklerle yaşayamıyo...hem nasıl yaşasınkı bukadar abuk subuk bı ton şey...gereklıyım ben bu dunyaya bu zamana...hem ben olmasam kım pazar kahvaltılarını hazrlıcak...kım notunu bıle hesaplayamıcak kım gereksız bı ton cumle kurup en çok sesızlığınden korkucak...hayata kzıp kendını uzucek...
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar