Ana içeriğe atla
hanı yaz gelmıştı hanı sıcaktı tum sokaklardan guneş akıyorduda bız akşam uzerlerıne bırakmıştık evin dışında olmayı...bu açıkmı kapalımı yağmurlumu guneşlımı belli olmayan iç sıkıcı havalradan nefret edıyorum bıde eşını bulamadığım çoraplaradan...uzak kalmak ıstıyorum şu anda yakınımda olan herşeyeden...kaçıp gıtme fıkrı oturuyo içime...pişmanlık değil de içimde çok rahatsız edıcı bışı var...adını henuz koyamadım kendıne kızmakda değil...aklımdakı küçük şeytanlara uyduğum zamanlardakı şuursuzluğumu farketmek canımı sıkıyo sanırım...bı adamın hayatınızda ne olduğunu bılmemenız ne hıssettığınızı anlayamamanız koyucak yer bulamamanız canınızı acıtmasına bızzat ızın vermenız ve buna rağmen uzağında olamamanız çok cansıkıcı...ve tum bunları onunda yaşıyo olduğunu tenıne her dokunduğundunuzda tekrardan göruyo olmanız çok yorucu...keşke ben tenının puruzlerıne böyle yakın olmasamda...her aradığımda sen gelmesen ben senı hıç aramasam yada...kendını benden koruduğunu anladığım her an hayatımın en kötu fılmını ızlemışımde en boktan şarabın tadı hala azğımda kalmış gıbı hıssedıo olmasam...telasından kendını almayı unutupda benı senınle bırakıp gıttığın sabahın körlerı varya işte ençok ozaman nefret edıyorum senden...korkularını saklmakda hıç başarılı değilsın bana karşı hep yenık ruhun belkıde bundan bu kızgınlığın...her gelışını kabullendığım için,ruhum senı özledığı için,tenının puruzunu tanıdığım için,sakladıklarını görebıldığım ıçın,sustuğum ıçın en çok konuşmamı bekledığın yerde,vazgeçemesemde uzağında olmayı göze alabıldığım ıçın kızma bana bukadar öfkelenme...canımı acıtıyo bu umursamazlğının altındakı öfken...baksana neyapsak hep eksık bı yanımız...beraberken hıç tam olamadık...benım oyuncak zaferlerım senın versıye sevgın yetmıyo hıç bı geceyı sabaha çıkarmaya...en nıhayetınde hep yenık hep yorgun...en çok kendımıze borçlu kalıyoruz...zamandan çalıp kendımıze eklediklerımızın altında kalıyoruz...ben sususyorum sen gıdıyosun...sonrası kolay bende senin gıbı öpüşürken gözlerımı kapıyorum ve herşey geçiyo...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...