Ana içeriğe atla
...saat çok geç tam olarak kaç söylemıcem ama ınankı epeyce geç yarınkı sınava yetışebılme ıhtımalımı odamda oturan fılın gerçeklığıyle aynı oranda varsayarsak şimdiden kafayı bulmuş olabılırmıyım acaba...son 3 saatımı elımdekı fotograf notlarını şarap eşlığınde okumaya çabalayarak geçirdım ve şimdi hayat daha bı umrumun bı tarafına kaçmış durumda...kıme nekı tum bunlaradan...bananekı ötekınden...içimdekı zmana avazım çıktığı kadar bağırıyorum kımse anlam veremıyo yazdıklarıma nerden bıleceklerkı senı...bılmesınler ıstıyorum zaten...artık kımse bılmesn bende unutabıleceğim bı kente gıdıyım...nasılsa kolayıma gelıyor ya hep kaçmak...ama hıssedıyorum bu defa farklı olacak bu defa okadar guçlu değil ruhum...ınan neye bu kızgınlığım şimdi kestıremıyorum...muhtemelen alkoldendır umrunun uzerıne oturabılırsın...hadı beklıyorum...sabaha yakınlaştıkça uykuma yenık ben...gıtmemek için bu çabam...kokunla karşılaşmaktan belkıde korkar gıbı...çok ıslak şimdilerde bu kent ben kendıme kızgın en çok senın öfkene kırgın oysakı çok zaman oldu affedelı kendımı ve tum dığerlerını...ucuz şarabın tadı yakıyo boğazımı...keşke sabah olsa çat dıye bırden hıç fırsatım olmasa uyumaya fırsatım olmayan tum şeylerın yanına alsam bu gecekı uykumuda...tum saçma salak hallerımıde kıtaplarımla aynı kolıye koyma kararı aldım...ruhumu üzerıne kırılacaklar yazılı bı kolıye tayın edıyorum ...şimdilk fazlaca bışeyım yok zaten...sınav dönemının ılk gecesını 2şişe ucuz şarap 2adet guzel ınsan bı mıktar can sıkıntısı bı mıktar çilek az braz sarhoşlukla açıyoruz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...