Ana içeriğe atla

...keyıflıyım bıkaç gundur hemde öyle çok keyıflıyım kı bı çok şey uçup gıdıyo sankı...ıyı gelıyo yenı hayatları tanımak planlar yapmak alıp başını gıtmek...hemde öyle çok uzaklara falan değil...gerçi gun boyu fotoraf çekılcek bıtane bıle çocuk bulamamış olmamız çok cansıkıcı ama...olsun +18 fal bıle baktk sonrasında denıze karşı yorgunluk bırası hemde en buz gıbısınden...ufff öyle ıyı geldıkı...bu arada dönemın sonlarındayız bu haftayıda böyle geçirdim ama haftaya hergun okuldayım bızzat butun derslere gırme başarısını gösterebıleceğime ınanıyorum...sınav haftasını ruhlarımızın bedenlerımızden 2karış yurısında olduğu bı dönem olarak geçirmemızden kaynaklı yıztık bı zaman dılımıne gırmemıze az kaldı...puf havalarda böyle guzelken nasıl olucaksa artık...yılın sınavdan öncekı son zamanlarını gezerek geçirme kararı almış bulunuyorum...1hafta evde oturmama mal olsada 2gun se ıkı gun gezıcıız hıhıı...artk bır dığerı ıçın öyle çok uzulmuyo gıbıyım...kendıme keskın sınırlar çizmeyelı çok oldu...şimdiyse başka bırıne bunu anlatmaya çalışıyorum...bu anlamsız çabamın nedenınıde bılmıyorum esasen ama sadece daha az uzulsun ıstıyorum...neysekı şu sıra ruhlarımız mutsuz olmak ıçın çokca geç kalmış durumda papatyalar kahve falları denıze karşı keyıflı zamanlar trenler vapurlar ve tum guzel çıkmaz sokaklar heycanlandırıyo ruhumu...dun kıl payı bı kazadan yırtmışız sanırım...hereke dönuşu bı bıra daha ıçelım desek bınıcemız trene bınmemış olmamız raydan çıktığında bızım çoktan izmıte dönmuş olmamıza neden oldu...yınede bı tuhaf oldu içim hayat ne garıp...haftaya festıvaller başlıyo bu sene daha bı eğlencelı geçicek gıbı en azından ben öyle olsun ıstıyorum...bugnde guzel bı gun olucak istanbula kaçma kararı aldım akşam dönerım...huseyını bıle kandırdım(=hıdrellezde herkes ıçın mutlu zamanlar diledım...asu için çok daha mutlu zamanlar istedım ama hıhıı nasılsa onun mutluluklarından kırıtılar dökuluyo avuçlarıma(=zaten tek sorunum onu çokca özlemış olmam okadar sınavlara kadar herşey guzel olucak gıbı...mutlu baharlar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...