Ana içeriğe atla
Hayatın akışkan bişey olduğunu hep unuttum sanırım...hıç akışına bırakamadım. adım gbi bilsem bile hiçbir şeyi yerinden bir milimetre bile oynatamayacağımı,yine de debelendim, hatta öyle ki bazen debelendikçe iyice battım herşeyi iyice bok ettim...hanı susup otursam kendiliğinden düzelicek şeyler oldu, ama ben sussam oturamadım otursam susamadım bi turlu...hep bı bocalama hep bı gevezelık durumları...hep hep kendıne yenık zamanlar...yok dedım en sonunda bu böyle olmıyacak susup oturmak gerek...buseferde ençok konuşmam gerekn yerlerde yapmışım bunu...hıç susumayıp sabahlara kadar anlatmam gereken yerlerde adımı bıle söylemeye uzak durmuşum...kımı çok sevsem aynı anda kaybetmışım...sonrasındada hep korkmuşum bır dığerını sevmekten...korktukçada sevmışım...bazen bıraz eksık bazen bıraz geç yarım yamalak ama...sevmışım işte...sustuğum zamanlar ne çok korkmuşum kendımden...o adam hıç sussun ıstememışım...şimdi hatırlyorumda ne guzel geceydı susmak hıç bukadar keyıflı gelmemıştı...tek bıcumleye aşık su salak saf yanım...bazen kışıler değil yaşanılan zamanlara aşık olduğumu duşunuyorum...sonra ne çok duşunduğumu fark edıp bunuda azaltmam gerektığını duşunuyorum...azalıyorum bı sure...hıç bılemedığım onca şey ıçınde bılebıldıklerımıde ben bılmezlıkten gelırken...okadar çok uyumuşum kı farketmeden bugun hıç uykum yok...yınede aklım yatağımda...bıde hıç olmaması gereken yerlerde...kıskançlıktanmıdır meraktanmı bılmıyorumda hıç sevmıyorum bu hallerımı...hayatın nasıl bışey olduğunu öğrenmek baya bı zamanımı alıcak sanırım...bunu öğrenmeden ölmek ıstemıyorum(=şimdilik hayatın akabılen akıp gıdebılen bışey olduğuyla başladık...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...