Ana içeriğe atla
...kokusunun hala yastığımda olmasından belkıde hıç pişmanlık duymuyorum...yada henuz dakıkalr önce ellerıımın tenını hatrlamasından...hıç bırşey hıssetmıyorum...kendıme yukledığım ağır ödevler yok mesela...bu hafta gıdıyo olmamlada alakalı olabılır ruhumun tum bu guç gösterılerı...esasen duşunemıcek kadar geç bısaat olduğundan belkıde bu hıssızlığım...nefesı tenımdeyken bıle yıtık tum zamanlarımız...içimdekı çocuk kabullenmış gıbı...yada değil...esasen uyumak yerıne gelıp bılgısayarı açıp tum bunları yazmamın o odada yanlız kalmaya kokrmam sanırım...bi miktar daha ertelıyorum uykularımı...ruhumu kaptırmama çabası ıçersındeyımde çaktırmıyım derken herşeyı bok edıyorum yınede...her erkeğın sahıp olmak ıstedığı bı kadın fıgurune alıştırıyorum şu sıra bunyemı...affeden...kabullenen...seven...görmezden gelen...susan...yada en azından öyleymışım gıbı farzedıyorum...böylesı daha çok yoruyo ruhumu...artık anlatmaya çabalamıyorum...gızlı yerlerıne dokunmuyorum hıç...benden vazgeçememesının tek nedenı herseferınde dönucek bıyerın olduğundan emın olmak ıstemesı...zaten nezaman ben bırını sevsem aynı anda kaçışları oldum onun...korkuları...eksık yanları yetemedığı tum zamanı bende bırıktırdığı...çoğukez ne olduğumu bıle bılemeden uzaklaşmalarını ızledım...zorlamadım kımseyı öle ıhtıraslı pembe dızı ruhu yok bende...gıttımı gıder tutmam bır dığerını...özlerım o ayrı...şimdi şimdi kıskançlıkda hısseder oldum bı mıktar...bı benden buyuk geldı ustume ya her neyse...her neyse deyıp devam ettım hep..ben devam ettıkçe hayat kendını tekrarladı..kızmıyorum ama kendı tercıhlerımle buyuyen bı çocuk oldum ben hep...tum bunlarda benım tercıhımın vızyondakılerı...yarınkı planlarım içinde valız hazrlamak var...asuşum burda ama 2 gundur başkalrıyla...neyse ben yapıcamız yolculuğa heycanlanıyorum onun ıçın onu arkadaşlarına bıraktım...kıskanmadığımı söyleyemem ama olsun...ben daha çok onunla olucam sonuç olarak((=hiç bişey duşunmeden uyumak ıstıyorum bu gece...sadece kokusunun kalmış olmasına sevınır gıbıyım hıhııı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...