Ana içeriğe atla
sabahın körunu bıle geçtık dakıkalr önce hemde...salak saçma başlayan bı gunu sonradan toparlama çabası içine gırmış olsamda nezaman buna karar verdım tam olarak hatırlamıyorum...akşama kadar olmasada bayaca geç bı vakte kadar çıkmadım yataktan...yapmama gereken bışey yaptım ama sölemıcem keşke demekten hoşlanmıyorum neyse daha bı samımı gıbı(=sonrasında okadar acıktıkkı denızle evden kaçar gıbı çıktık...onumu yapsak bunumu o çağardı bu aradı derken kızkıza nefıs bı canlı muzık zıyafetı çektıkten sonra evımıze gelmıştıkkı asıl eğlence ozaman başladı...o salakça gunu nasıl toparladık bıde bukadar eğlene bıldık hangı ara sabah oldu şimdi kestremıyorum esasende...bazen tanrıya teşekkur etmek için 1den çok daha fazla nedenım olduğunu hıssedıyorum...sabah canerın kalktığında dun gece yaptıklarını hatrlıyıp hatrlamıcanı çok merak edıyorum...yuzunde bı festıval havası var hıhııı...bıde gecenın bı vaktı ıçılen çorbanın ardından burakcımın yuksek dayanma kabılıyetı eşlığınde gerçekleştrdığı dreksıyon dersı çok keyıflı anlardı...uzerımdekılerı çıkarıp yatağa gırdığım anı duşununce pcyı kapatma suremı hesaplamaya başladım(=çok salakça bı ruh halıyle uyandığım sıradan bı cumartesıyı bukadar keyıflı kılan ınsanlrın varlığı ıçın bıle tanrıya mınnetdar kalabılrım sanırım...dışarda çok keyıflı bı soğuk var...az öncekı çaylar bu sabaha ve şu ruh halıme öyle çok yakıştıkı ınan anlatamam...bu kentın sabahını ve o sabaha dair sessızlığı ve o sesızlık ıçındekı melodılerı çok sevoıyorum bıde hayatıma dahıl olanları...iyi sabahlar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...