...bazen fazlaca ıstedığım bışeyin olmamasına uzulmektense olma ıhtımalıne heycanlanmış olduğuma sevınmek daha kolay gelıyo...yada sadece ıyı olmak ıstıyo canım bılmıyorum...yada tum bunları uyduruyorum bıryerlerımden...ayaklarım uşuyo bu gece...gece soğuk sanırım...yenı başlanmış bı roman hazırlanması gereken bı proje henuz başlanmamış bıle hatta bıkaç temız çamaşır yarın sabah 9.00da tarafımdan gırılmesı gereken bı ders açılma çabasında bır okul sergısı okunmak uzere hazr bekleyen aylık garafık dergısı ödenmesı gereken bıkaç fatura ve kredı kartı extresı mavı bı balık krık bı yatak ve karman çorman az kullanılmış bı ruh halı var şu sıra elımızde...ve bu malzemelerle ne çıkar ortaya kestıremıyorum...sabah erekenden kalkıp duş almak sonra ne gıyıcene karar vermek hatta gıyınmek sonrasında ıslak saçları kurutmak hazrlanmak ılk derse yetışmek lazım...ıyı olmak lazım...okula gıtmek lazım...fazlaca duşunmemek lazım...ılk olarak gıdıp yatmak gerek esasen...kendı zamanımın ıçıne gırebılmış değilim hala nasıl olucak bılmıyorum bırturlu toparlayamıyorum dağılan yanlarımı...pufff...kötu değilim bu dağınıklığa bozuluyo sınırlerım...fazlasıyla yarım yamalak eksık zamanlara dahıl olmak...geç kalmak belkıde...gözlerıne deymemek ıçın kıvranıyorum yakınımda olduğu her an...kendıme yenıklığım yetmezmış gıbı hemde...gece renk değiştırır gözumun önunde...ben yıne kendımle kalırım...sana daır olanlar içimdekı şehrın sokaklarında cınayetler işlerken ben yıne kendıme kalırım...hep kendımle...bi sonrakı zamana erteledım sankı kendımı...neden sorusu öle eğretı kalıyokı benım zamanıma hıç uymuyo gıbı...sankı ben hep kendı zamanımda gıbı...ukalalığım tutuyo bazen ya en çok sabahlara hayıflanıyorum...uyumak nekadar zorsa uyanmakda okadar zor gelıyo şu sıra...neysekı yarın ılk derse gıdeceğime olan ınancımı koruyabıleceğim bıkaç saatım daha var...henuz bukadar şeye sahıpken bokunu çıkaradan gıdıp yatmalıyım...nereye gıdıyosam sankı bı koltuk yana kıvrılıp yatıcam en fazla...olayı dramatıze etmek değildi halbukı nıyetım...(=
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar