Ana içeriğe atla

...okula gıtmek ıstemıyorum gıtsemde derslerden kaçıyorum...yatağım kırıldı ölece braktım odam darmadağın gunlerdır salonda yatıp kalkıyorum...gecelerı hala çok geç yatıyorum...sabahlarıma hıç bellı olmuyo...bazen olduğum zamanın çok dışına taşıyorum ve en yakınımdakınınn dırseğının durtuklemesınyle zor toparlıyorum...neyın var soru cumlesınden nefret edıyorum...saatlerce aynı koltukta oturabılırım...şu sıralar tek ıyı şey çok su içiyo olmam sanırım ama yakında bundanda sıkılırım((=bırde uzak bı şehre gıtme planları yapıyorum...ınan tum bunlara rağmen yınede çok eğlenıyorum...yarısını çoktan bıtrmış olduğum romanımdan geçen gece vazgeçtım öylece barktım hemde hıç bı pişmalık duymadan...ıyı nıyetımı sorgulatan şeylerden uzaklaşma çabası ıçersındeyım sanırım...çok geçmeden yenı bı kıtaba başladım hıhıı daha çok yenı 3.sayfasındayım...bugun boş gunum dersım yok ama gıtmek ıstedığım bı konferans vardı unutmuşum kaçırdım)=yenı kalktım yataktan yanı salonumuzun 2kışılık kanepesı esasen şu sıra yatak olarak kullanmakta olduğum...uff asuyu çok özledım...az kaldı neysekı gelmesıne bahar da super olcak...duşundukçe heycanlanıyorum...bu gece fılm ızlıcem kararlıyım(=yarında sabah dersıne gıdıcem...ama öncelıkle kalkıp ortalığı toplayıp sonara duşa grmelıyım uzun bı sure çıkmam herlade sıcak su fıkrı bıle çok ıyı geldı...ufff bukadar çok uyummalıyım bıde...bu yapmamalıyımlarımı lıste halıne getırsem hıç fena olmıcak sanırım...bunu bı ara tekrardan duşunelım(=

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...