Ana içeriğe atla
...tek kelıme etmeyelı gunler olmuş...yazacak onca şey ıçınden hıç bırını toparlıyamıyorum sanırım...asuyu çok özledım gunlerdır onunlada hıç konuşmadım...hergun aklımda ama nedenını bılmıyorum o arasın dıye beklıyorum...işleri guçlerı koştrması telası kırgınlıkları geçince arar nasılsa...okadar yorulcak şeyı varkı bende geçip hepsinın uzerıne oturmak ıstemıyorum sanırım...geçen gun huseyın bana mavı bı balık aldı...bı an sankı tek eksığım mavı balıkmış gıbı mutlu oldum(=hayatın en çok bu çocuk zamanlarını sevıyorum zaten...tum kaybettıklerımıze ınat...sonrasında gecelerı ayaklarından tutup uzattık...sonrasında böluk pörcuk uykular...yoruldum bu arada yanlız kalmaya ihtıyaç duyuyo şu sıra ruhum bıkaç gun sonra huysuzluğum çekılemez safhaya ulaşıcak...çekemedığım vıdeonun kırgınlığını yaşıyorum yanlız kalma ıhtıyacının acılıyetını sonra bıde öyle uykusuzumkı anlatamam...havanın guneşlı olması umrumda bıle değil gözlerım kapanmak uzere gelmesını bekledığım mail gelsede gıdıp yatsam artk...keyfımı kaçıracak pek bışey yokken bıle keyfım hangı köşeye sıkıştı gene bılmıyorum...eveın heryerınden sesler gelıyo dışarda ınsanı salak eden bı ruzgar var...yaklaşık 1saat önce dönemın ılk dersıne teşrıfettım...şimdilerde bıraz kendıme kalmayı planlıyorum...mutsuzluk değil hıssettığım ama garıp bı hal var uzerımde...puff sadece uyumalıyımdır belkıde..bılmıyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...