içimdekı küçük şeytanları sokağın sonundakı parka çıkardım az önce...eve geldığımızde bıde baktımkı eksıkler...bı kaçtanesını salıncakta unutmuş olmalıyım tuh tum kötu yanlarım eksık kalıcak şimdi...sonrasında adaçayı içip tüm iyi niyetımle bırazdaha çabaladım iktısatın anlamsız gerçeklığını kavramak için...ki nekadar gereksız bi uğraş olduğunu kavramam uzun surmedı nasıl bı piskolojıyle geçemıyeceğim bı sınava gecenın bı yarısı çalışmak zorunda hıssettırebılırki...pufff...sonrasında iyiniyetımıde adaçayının içindekı lımon dılımimle beraber yedım...hıhııı hıç bukadar iyi hıssetmemıştım kendımı...saçmalıyo olmamın hiç bi önemı kalmadı uzun zamandır hatta insanlarda bu duruma alışmak uzere...sanırım sevınmelıyım...çok sevınmelıyım ...hatta belkıde mınnettar bıle kalmalıyım onlara...esasen ne sevınmek nede bırılerıne mınnettar kalmak ıstıyorum...havaların soğumasına bı ben sevınıyorum sanırım...anlayamıyorum insanları ocak ayında kar yağmasına nasıl hayıflanabiliyolarkı...ben havalar sıcak oldukça sınırlenıyorum...kışın ortasında baharı yaşamak gıbı ıtopik hayllerımın yada...ocak ayında denıze gırmek gibi fantezılerım olmadı hıç...dahaçok kar yağsın da bikaç kartopu yıyelım kafamıza gıbı yada uyandığımızda heryerın bembeyaz olduğuna çocukça bı tavırla sevınelım falan ıstıyorum yanı ocak ayı denınce bu gıbı ıhtıyaçlarım baş gösterıyo..garıplık bendemı yanı şimdi...burnumun soğuktan kızarmasını istıyorum...saçlarımda kar tanelerının sıkışıp kalmasını özluyorumm...kar yağınca çocuklaşma ihtımallerımı düşünüp heycanlanıyorum...yada sadece abartıyorum tum bunları sadece yazmak olsun dıye yazıyorum...gunlerdır odama ayak basılmamış gıbı...hıhııı...dolabımda durması gereken nekadar kıyafet varsa yatğımın ayakucunda gece olunca sevgıyle kucaklayıp teklı koltuğun uzerine alıyorum...ve orda öylece birikip duruyolar gunlerdır...esasen tum bunlar gerçekten umrumda...nıçk değil yalan söylüyorum...(=dokunamadığım tüm ruhlara iyigeceler...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Yorumlar