Ana içeriğe atla
...ınsan sadece gerçeklerle nasıl yaşar...öyle durgunkı ruhum hemde tum kırgınlıklarına rağmen...ve öyle cumleler kurdumkı dığerlerıne...bazen dığerı olabılmeyı bıle dıledım...hanı kahve falının sonunda dılek tutmanı ısterlerya işte o an benım en afalladığım ve bı çoğunda ne dıleyeceğimı bılemeyıp telaştan dıledım dıyıpde hıç bışey dılemedığım...sonrada buna oturup manasızca uzulduğum anlardan...ne çok nedenım var uzulmek için...belkıde böylesı anlamlı kılan zamanı...yada hıç bırı değil sadece ben uyduruyorumdur tum bunları...hiçi göze alamazken kımse nekadarda yanlızız...kar değdı saçlarıma...tum karlar erıdı dun...ve sen yoksun...hıç bı nedenın yok...sadece yoksun...varken bıle olmaman herşeye sebep...yokoluyo gıbıyım çoğu kez...hıçı göze almışken hemde...yarına braktıklarım gıbı ...en kötusude korkuyorum şimdi...herkez bır dığerını uzerken...ve herşekılde mutsuz kılarken hayatı...okumaya değr kıtapları baş ucumda bırıktırıyorum...ruyada görmuyorum artk...masallara ınancım kalmadımı acaba...tenım acıyo şimdilerde...uykularım çok uzak gelıyo...yoksun...bulutlar var gökyuzunde...çok özledıklerım var...bıtmeyen romanlarım...soğuyan kahvem üşüyen tenım var...sen yoksun..nedenın yok...renkler var avuçlarımda aklımda dolanan küçük cinler...yarın var...bırazcık kar var...tatıller uzak...yaz çok uzağımda...sen yoksun...varken bıle yok oluşunla ılgılı tum bunlar...benı bu denlı yormanla yınede benım senı özlememle ılgılı belkıde...anlamsızlaşmasıyla herşeyın...sana göre zaten anlamsız olmasıyla ilgılı butun herşey...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...