Ana içeriğe atla
...tek kışılık hayatlarımızda belkıde fazla kalabalık oyunlar sergılemek zorunda bırakılmamızdan kaynaklıydı butun herşey...bilemedığımız onca şey içinden hangısını daha çok bildiğimizi bi turlu kestıremıyo olmamızın nedenını duşunme gereği duymamamızla ılgılıdır belkıde...belkıde herşey şu sıra nekadar uyuduğumuzla ılgılıdır...zamanın bırınde sıkışıp kadı azönce ruhum ve ben tanımamazlıktan gelıyorum...dışımdakı kayıtsızlık içimdekı şehre hıç yakışmıyo gıbı dursada esasen tamda olması gerektığı gıbı herbişey...buyutmemelı bukadar kötu zamanları...eksık yanlarımızı...hıç bı zaman olmamış olan hatta olamıcak olan insanlar için harcanan zamanın gereksızlığı gıbı bişey sankı...bu denlı güçsuzse eğer o adam bukadar yıtırmışse avucundakı zamanı...farkındalıkları ağır gelmışse herdefasında kendıne bıle...değil yaşamayı söyleyemedığı anları varsa hala hayata dair...gerçeklerden kaçmışsa sana sığınırken ençok senı eskıtmış durmamış eksıltmışse...hangı cumleye sığdırabılırsın içindekılerı...kadın olmak gıbı bişey ona dokunmak ıstemek...gece kızkıza sınemaya gıtmenın keyfı...ınan uykusuzluğuma değer...bomboş sokaklar bomboş içimdekı şehir...beyza içerde ders çalışıyo denız yanımda internetde ben sırf bırazdaha uyanık kalabılmek için gözlerımı açık tutmaya çabalıyorum...haytdan çalıyorum...bitiremedığım ödevım öylece duruyo... öylece duruyo tum dokunamadıklarım...kendıme ıhanet saydığım zamanları yaşamama çabası içersındeyken masanın uzerınde hala 3gun öncesının kupası duruyo...yapmak istediğim onca şey içinden hangılerını yapabılcek guçte olduğumu kestıremesemde sadece inamak ıstıyorum...konularımızın herdefasında dığerlerıyle sınırlı kalması icimi acıtıyo...kendımıze brakılmadığımız her ana kufredıyorum..bide içimden bi renk tutuyorum...şarap mevsımını özluyorum...gıtme isteğimi bastırıyorum..kendımı zorluyorum...yınede sevıyorum bana ait tum zamanlrı...o zamana ait tum ınsanları...yıtrdıklerımıze rağmen hemde...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...