Ana içeriğe atla
keyifli hafta sonu kahvaltısı...sonasına hiç luzum yok...nedenını nasılı duşunmediğim zamanlar gibi hayat şu sıralar...çoğu zaman başka bi gezegende hıssediyorum sankı ruhumu...karman çorman içim dışım...dünya durdukça ben dönüorum...ısrarımın nedenını bilmiorum tüm kötü yanlarımdan nefret ediorum yinede keyif alıorum kendime kalmaktan...ona dokunmak istediğim tüm zamanlar uzuğımda kalması gibi...her seferinde zamanı yitirebilmemiz gibi...gece güzeldi...özlenen dostu görmek rakının yanınada geçmişin analızını yapmak çokca keyif almış olmak...geceye karışmak mavi olmak...tüm keyiflı zamanlarımızı kavonozlara koyup konserve yapmak istiyorum...herkes olduğu yerden olması gerektığı kadar mutlu görünüo ben televizyonun yanındakı koltuktan yazıorum tüm bu yarım yamalak cumleleri onlarsa aynı anda aynı şeye gülüp bide aynı anda şaşırıyolar izledikleri şeye...çok sevdiğimi düşünüorum hayatımı hemde tüm hayıflanmalarıma rağmen...ve o hayata dair olan tüm insanları nası sevdiğimi düşünüorum...ve bulaşık yıkamaktan nasıl nefret ettiğimi((=finallere 3 kala düzeltmem gereken derslerim dışında bi sorunum yok gibi...sadece geceleri biraz canım sıkılıo yenı dizilere bağlıorum kendimi ki işe yaradığını söleyemem yarım romanlarıma yenılerini ekliorum bide...dahada sıkılıo canım ...çıkıpta neresi olduğunu bilmeden gittiğimiz yollar sankı tum hayatımın neşesi...ve gidebilme ihtimalımızın güvencesi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...