hiç bişey yapamadığım zamanlarda uyumak yada en fazla yazmak sanırım en iyi yaptığım şey...öyle çok özledimki bazı zamanları söliyemıcek kadar geçmiş olması hemde bukadar farkedememiş olmak...uçurumun kenarından bakmak gibi bi his...başımı döndüren midemi bulandırn ruhumu korkutan zamansızlaştıran... havada asılı kalması gibi tüm sözcüklerin...hak edilmesi gerekn bişeymıydı gerçekten acaba sevgi...yada bu bize öğretilenmıydı...herdefasında bi suça ortak olmak gibi farkına varamadan...şimdilerde yazın son güneşi gezinmekte tenımde...tüm huzursuzluğuma rağmen içimdeki dinginlik gözlerimi yaşartıyo...geceleri uyuyamıyo olmam neyle ilgili bilmiyorumda...kar yağdığında yanında olabilsem...yada olmasam...((=
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar