Ana içeriğe atla

...kumdan kaleler yapmaktan vazgeçipde ruhumda hissedince sıcaklığını ...tanrının armağanı altın kum taneleri...gözlerimi kapayıp sadece mutlu hissettim kendimi...düşünmeden hemde hiç bişeyi...öncesini sonrasını unutarak...onun gidişine çokda şaşırmamış olduğuma şaşırdığım zamanları sonraya erteleyerek,yarının telaşına kapılmayarak hayata inat,kendime kalarak,her dalgada sahil olarak,mavi olarak derinime kaçarak kendim kalarak...güzel bi tatil kaçamağından sonra kendimizi fazlaca iyi hissettik sanırım kışa biriktrdik bi kaç avuç güneş kaçırdık sakladık maviye dakunduk mavi olduk...çokca güldük...güzel günsonu fotorafları çekip svdiğmiz tüm o güzel şarkılarla keyiflendik...şimdilerde daha bi hazırım kışın grisine içmdeki maviliklere sakladım kendimi ve tüm sevdiklerimi...bikaç gün batımı önce nasılda aşıktım o adama...şimdi düşünüyorumda güzel zamanlar aaşıktım belkide sadece...ve onun yanımda olması güzel kılmıştı bi anlığına tüm zamanlarımı...ve umurumdada değildi beni nekadar sevdiği...ellerime braktığı kelimeler yeterliydi ki şimdilerde yokluğu çokda acıtmazken canımı...böle çabuk sıradanlaşmasına şaşıramıyor gibi ruhum...geçen gece bikaç yıldız ve bir güzel dolunay hediye edildi şahsıma...lordum nasılda mutlu kıldınız ruhumu...ah bir bilseniz...tüm bu iyi dilekleriniz yüzünden böyle heycanlı şu sıralar içimiz...(=oysa yaz biterken bi miktar kırgın ruhumuz zamana...bağbozumuna,şaraba gün batımına rüzgar güllerine,aşka,güzel insanlara,yıldızlara,masallara ve sadece sana bana bize...tüm güzel şarkılarda hatırlananlara bu bağımlılık...ah bir bilseler ben her seferinde nasıl aşık oluyorum yeniden...tek bir sözcük yeter gökyüzünü bir diğeriyle paylaşmama...esasen hayat çok kısa sevgilim unuttuğun yerde en derinimi hatırlaman dileğiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...