...ve birde bakmışız sabah olmuş...herşeyn geçmesi adına kapattığımız gözlerimizi yeni bi güne minnetdar açmışız...gerçekten geçmişmi yoksa bizler geçtiğine mi inandırılmışız...ne fark ederki diğerlerinnkinden çok daha farklıyken bizim için hayat çok daha farklı renkteyse gökyüzü...ve kimse sahip olamamışsa masallarımıza ...duyan bikaç kişide kıymetini bilememişse ne olmuşkı...nekadar zaman geçtiğinin ve ne kadar acıtmış olduğunun birdiğerinin...ne öenemi var sankı yarım kalan zamanlarımızın...yarıda kalanlarımızın...hala aklımıza gelen kokuların...dokunmaktan pişmanmı olsak mutlumu bilemediğimiz tenlerin uzak zamanın yitmış olmasını ne öenemi varkı...önemi olan bikaçı ve bide o kadın ben ve yıldızlerımız...en önemliside hayallerimiz bize ait yanlarımız...eksikte brakılmış olsa mutlu zamanlarımız...inan önemi yok tüm diğer şeylerin sırf aynı everenı paylaşıyoruz diye ayrıcalıklı olduklarını sann tüm diğer insanların kendini çokca önemseyen tüm diğerlerinn...yinede iki gündür sırf sen varsın die açmıyorum aklımın odalarını nefesini duyduğum yerde tutuyorum nefesimi...içimdeki şehirde sokağa çıkma yasağı başlatıyorum..ve ne kötü yasaklıyorum tüm sabah sevişmelerini...tüm günaydınları...bu aralar yine içime batıyosun...ki ençok acıtanıydın haytımın...ne çok zaman geçmiş olmasının da hiç önemı yok daha nekadar var merakıma yenık düşüyorum zaman zaman...olmamışsın gibi davranıyorumda bu aralar o şehre gelmeye korkuyorum...o sokakda yine karşıma çıkarsında şehrimin kuşları ölur diye yeniden...anoson kokusuna fena yeniğim bugece ondan zaten bu denlı sen kokuyo bu gece zamanları...brazdan sensiz kalmayı umarak akapatıcam gözlerimi...ve yeni bi güne mınnetdar açıcam...tek isteğim gerğinden fala üzülmesin o kadın...içim ezilirken şehrimin cambazları yetmyıo onu eğlendirmeye...ve ben bi adım ötesinde oturmakdan daha fazla bişey yapamıyorum ya sadece bi sonrakınde o benı seyredicek onunki geçmiş olucak diye avutuyorum kendimi...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Yorumlar
sopalıçam seni
geçiyor olmasını bilmek güzel, yanımda olman bile güzel, öylece durman, uyurken aynı havayı soluyor olmamız güven verici
canımsın