Ana içeriğe atla
mutlu hissediyoruz şimdilerde nedenini bilipde bilmemezlıkten gelir gibi bi halımız var...bidehiç kurcalamıyorum içimdeki huzursuz zamanların nedenini...ne çabuk geçiyo güzel şeyler şaşıp kalıyorum hiç geçmesin isterken hemde...canım sıkılıyo hayatın bu denlı hızlı akışına hayıflanıyorum tüm geçen zamanlara güzel olanları yakalıyım istiyorum sarıp sarmalayıp kaldırayım ...çocukça sevinçler yaşasın herkes ve birileri mutlu olsun istiyorum...yabancılaşan dostlar acıtırken içimizde bi yerleri mutlu olma ihtimallerine seviniyoruz şimdilerde ve yanılmış olmak istiyorum tüm sölylediklerimde...bidahasını kaldırmışken en uzak yerinden bile aklımın sadece mutlu olsun istiyorum canı acıcaksada fazla acımasın o yeter...lakin geçip gidiyo tüm güzel anlarımız oysa benim sana anlatıcağım daha çok şey vardı neyse diyorum fazlada önemi yok esasen geçebiliyo olması önemli değilmiydi en nihayetinde...güzefilmler izliyoruz iyi müzikler dinliyoruz aşık oluyoruz birbirimizi özlüyoruz eski dostları anımsıyoruz güzel yemekler yiyip şekersiz kahveler içiyoruz biralar dahabi soğuk şimdilerde ve yaz için planlar yamaktayız bahar geçmek üzereyken...güzel zamanlar yaşıyoruz herşeye inat ve ben herkezden gizli öpüyorum o adamı daha bi çocuk hissederek kendimi...

Yorumlar

Asuman Unsal dedi ki…
yerim çocuk öpücüklerinden :)(:
canephora dedi ki…
hihiii gelcem ben senı yicemmmmmm...(((=

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...