Ana içeriğe atla
tamda az önce uykumdan uyandırılmış olmamın muhtemelen yazacaklarım uzerinde etkısı olacaktır ki şayet uyandırılmamış olsaydım blog yazma gibi bi fikrim yoktu...madem uyumuorum derste çalışamıyorum buna bağlı olarak çünku nezaman çalışmaya çalışsam aynı anda bunyemde bi uyuma isteği beliriyo...bide kendimi mutsuz hissettiğimde böyle oluyo ki ozamanlar öğrendimki sevgili beynım ruhumu korumaya çalışıyomuş beni uyutarak...tüm üzen yanlarımdan kendimi...ve kuramadığım tüm cümlelerimden kurtanmak için beni...teşekkür ederim...bu gün bide ona teşekkür etmek istedim birzamanlar beni çok sevdiği için...bahar gelmekle gelmemek arasında bocaladığı anları yaşıyo gene...bizlerse gelmiş olma ihtimallerine sevinip keyiflı fotoraflar çekiyoruz sağda solda güzel zamanlar şimdilerdeki...bide içimdeki şeytanlar olmasa...düşündümde güzel zamanlara aslında o şeytanlara uyuyo olmam neden sanırım esasen...görmek istediğimiz kareleri yitirmişsek yada en azından yitirmiş olma ihtimalımız varsa su sıralar pek ala sıkkın olabilir canım ki aklıma geldikçe sıkılmıyo olduğumu kimse iddaedemez...elbette istediğim üzere yaşadığım zamanlar şimdikiler...öteki olmak canımı skıyo sanrım kimseyi zorlamak değil amacım telaşa luzum yok ben kendi içimde çözerim...bırakta biraz daha uyuyayım geçer inan bana...daha önckiler gibi...yanında olmak fazlasıyla eğlenceliyken şimdilerde beraber baktğımız her karede tamlamak gibi hayatın bi parçasını daha...ellerinin soğuk olup olmadığını bilmek gibi o anda...amalar varken yeterince pişmanlıklara luzum olmadığını düşünüyorum kesinlıkle...birazdaha mutlu olabilmek adınayken herşey şimdiki zamanları birilerini üzmek için kullanmamalı gelecek zamanda...sadece emin olmak istiyorum yanımda olmak istediğinden...ve itiraf ediorum asla emin olamayız bir diğerinden bunca zaman kendimizden bile emin olamamışken...geçen gece izlediğim filmi çok beyenıcek olmanla ilgili bi heycan benımkısı sanırım nie böle çocuksu bi yanım var inan bende bilmiyorum kahvenın yanında gelen tarçınlı kalp kurabiyeler ne kadar güzeldi hala aklımdalar snin kalbin benimkınden buyuktu çok kıskanabiirdimde benmki daha tarçınlı diğe kıskanmadım seni bugün(((=tutamadığımız zamanlar var ne yazıkkı yaşayıp geçtiğimiz ve bi sure sonra bize ait olma yetisini kaybeden hatırladıkça güzel olsalarda fazlasıyla üzen...insan olamamızla ilgili bişey sanırım bu sahiplık durtusu henuz çözmuş değilim ve aslında öğrenmek istediğimdende emin değilim...ama biliyorum acilen uyumalıyım yarın berbat bi gün olucak sabah uyanmak işkence negiyicene karar vermek acı verici bi araf tecrubesi sonrasındakı sabah tarfiği ve okula varma anı bi nevi nirvanaya ulaşma hihii...ilk tren kaçta var acaba oğu expresine atlayıp bir.iki.üç.nıçk bi sonrakı durak.dört.beş...evet evet beş iyi insem iyi olucak küçük çocuklar olsa mesela sokaklrda koşturan ne biliyim beni mutlu edicek bişiler olsun tamda görmek istediklerimden...güneş olsun mesela sonra köy çşmesi olsun şöle taştan örülmuş falan hani fatorafı çekilesi canım çeşmelerden...yeşil renkli tren vagonları olsun...uçurtmalar olsun gökyuzunde...renklı şekerler olsun ellerimde...yenı yollar yenı hayatlar yenı zamanlara ihtiyacı var ruhumun...güzel zamanlar şimdilerdeki bi sonrakıleri düşünmuyoruz heycanı gidiyo gözumuz kapalı oynuyoruz bu aralar...iyi sabahlar okuyucu birazdan gün doğacak üzerimize...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...