Ana içeriğe atla
sakın gözünü kırpma demek istiyorum ona sakın yoksa düşerim ve param parça olur tüm iyi yada kötü yanlarım sana dair olanlarım ...paramparça olurum gözünü kırpma düşerim...hiç bişey söyliyemiyorum susup uyuyorum günlerdir uyuyorum zaten nezaman canım acısa uyuyorum nezaman içimdeki şehrin sokakları sessizleşse tüm ışıkları kapatıp uyuyorum saatlerce...kurmak istediğim tüm cümlelerim eksik tüm zamanlarım yarım tüm hayllerim biraz daha yitik kalıyo...kime neye nasıl kızıyorum nie bukadar kırılıyorum insan oğlu ennihayetinde çok şey beklelememeli esasen diyorum ya kendime...uyuyup uyanınca bide üstüne şekersiz sert bi kahve içince hiç bişeyim kalmıyo gibi geliyo...kalıyo geriye öleşeyler kalıyo esasen de ben kendimi kalmadığına zaten hiç bişey olmadığına inandırmakta buluyorum çağreyi...bu kadar zaman sonra ilk defa tekrardan korkuyorum tekrardan hiç bişey yapamamaktan susup kalmaktan falan nebiliyim bi ton abuk subuk şeyden...sadece görmek istediklerimi görüp diğerlerini görmemezlikten gelmekten korkuyorum...ençok kendimden...öle karman çorman zamanlarımdayımki...bir diğerine nasıl inanmak istiyorum oysa şu sıralar bide içimde biyerler sızlamasa herşey daha kolay olucak...avuçlarımda paramparça kanatlarıyla ölü kelebekler girdi dün gece rüyama...bilmiyodum dedim çocuktum dedim ama öle acıdıki içim 15yıl önce nasıl acıdıysa öle acıdı nasıl ağlamıştım o gün gidip babama sarılmıştım...babmıda özledim dün gece...21 yıldır yanımda olduğunu her nefesimde hissettiğim kızarken bile üzüldüğüne üzüldüğüm küçük bi kızken bile bitek onun yokluğuna dayanamadığım başarılarıma neden mutsuzluklarıma yardımcı hayallerime destek haytımın en güzel yemek yapan erkeği tüm babasına aşık kız çocukları gibi bende tüm hayatım boyunca nefessiz kalmaktan korktum...bi başka erkeğe güvenememek bu duygudan olsa gerek bu güvenden bu sevgiden bu kaybetme korkusundan...ve herseferinde pişman olmuş olmaktan aldatılmış olmaktan başka bi erkek tarafından...şubatın son günü martın ilk... hava nasıl güzel...öle güzelki evde olmak istiorum sadce... ve geçsin die uyuyorum saatlerdir...keşke birazdaha hissettirebilseydin kendini bana yinede iyiki doğdun anne...!varlığın için teşekkür ederim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...