Ana içeriğe atla
..önemliymiş gibi duran herşey birden nasılda önemsizleşiyor...şaşıp kalıorum ölece...bi süre sonra güneşi farkedio tenim içimde bişeyler dahafazla nefes almak daha çok konuşmak istiyo...bilmediği yerlere gitmek istiyo...önemli olanları bi kenara bırakıp sadece kendi olsun istiyo bide eğer isterse o adam gelsin yeter...bukadarı yeter daha fazla önemli olmasın çünkü önemli olanı yitiriyo bu ruh hali...fazlaca anlam yüklememek lazım geçen günlere geçmiş geçendi ennihayetinde ve geçmi,ş olduğu için şimdiki zamanda bu denli değerliydi...oysaki geçmişti artk ve yapılabilecek hiç bişey yoktu güzel yanları kahve aralarındaki sohbetlerde hatrlamaktan başka...birden nasılda önemsizleşiyodu herşey...şimdiki zamanlarımı öksüz bırakmama kararı aldım dünkü uykumda...sevdiğim ruyalar gibi sahiplenmek istedim ve o vazgeçemediğim filmler gibi bana ait olduklarını hissettim...gidenler için sölenecek kelimeler hep aynıyken... yokken ben zaten baştan dipnot olarak belirtmiştim artk çoktafazla yapacak bişeym yoktu bir diğeri için...artk hiç bişey ifade etmio bi önceki güne ait olan ...varolanlar yetiyo ruhuma fazlaı ağırlık yapıo gelirsen daha bi güzel olur baharlar gidenlerde fazlaca bişi kaybetmiş sayılmaz esasen...ne düşünüorum die soruyo facebook...hiç esasen aklımda bubahara ait papatyalar var sadece bide yolculuk yapma ihtimalim okadar...zamanı yitirmemek biraz da mutlu olabilmek adına herşey aslında...bugünlerde zaman yavaş hayat hızlı...artk eskisi kadar çok uyumuyorum ve nedenler aramıyorum yaşamak için nefes alabilio olmakla yetinio aşık olabilme ihtimalime sevinio baharın gelişine heycanlanıyorum sadece...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...