Ana içeriğe atla
oysaki geçmişin ağırlığını kimsenin üzerine yıkmak kimseden axısını çıkarmak gibi bi telaşım yok...nie olsunki zaten ...ben payıma düşeni fazlasıyla yaşamışım...şimdiki zamanla ilgili hiç bişeyi geçmiştekiyle yargılamamk gerekirken sızlayan yanlarım hatırlatıo bitek...nasıl soğuk bugün hava nasıl üşüdü ellerim ben nasıl bomboşum...başka zaman olsa pek ala bayıla bayıla yapıcaam işlerden hiç umudum yok şimdilerde...hep bu soğuk havalardan oluo bunlar bide lahan çorbasının yan etkileri sanırsam(((=sanıorum ki kendimce sandıklarımdan ibaret bi hayat yaşıyorum esasen kimse bir diğerine içindekileri gösteremezken ben birilerinden hala bişeyler bekliyorum...esasen o haklıydı şimdilerde anlıyorum dünya benim düşündüğümden çok daha farklı biyer ve hiç bi uçurtma rüyalarımızdaki kadar yükseğe çıkamaz hiç bi kimse herşeyini bırakıp sadce gidemez kimse birini hiç bi nedeni olmadan sevemez ve masalların sonu çok ender mutlu biter...nasıl zamansız hayatlarımız var nasıl yitik tüm kalan zamanlarımız benim sana kalan yanlarım hep eksik sen hep bana uzak...oda dönüp gelirmi acaba bir diğeri gibi...ne farkederki ozaman acaba...boşuna yaşanmış bir yığın şey var hayatlarımızda ve hala gereksiz yere oksijenimizi harcayan insan olma yetisine sahip olammış canlılar var çevremizde...içimde ufaktan bi heycan bugün biticek olan romanımı düşünüorum uzattıkça uzatıyorum cümleleri okurken ki zevkini alabileyim son sayfaların...sona içiceğim kahveleri düşünüp keyifleniorum birazdaha hahhaa ha gayret biraz daha zorlarsam gerçekten iyi bile hissedebilirim belki kendimi...birisi hastaymış da bugün çok iyi olmuş hatta artk deişmiş bile...bu aralar en büyük eğlencesi eksik parçaları tamamlamak...keşke puzzlar tammlamak kadar kolay olsaydı hayatlarımızı tamamlamak ...yarım cümlelerimi eksik zamanlarımı yiten yanlarımı yarım kalan eksik olan ne varsa hepsini tammlayabilme yetisine sahip olsak keşke...toplardım ne varsa eksik olan sana gelirdim butun gevezeliğimide çantamıj ön gözüne sıkıştırıp fazla bişey istemezdim hemde sıcak bi kahve yeter bana sen eksikleri tammlarken ben seni seyrederdim belki birazda kanyak koyabilirdim kahveme okadar dahasına hiç lüzüm yok inan keşke herşey biraz daha kolay olabilseydi...ya bu yağmurda dursun artk çok ıslandım bugün bana hasta olma dedi piki demiştim...(=

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...