Ana içeriğe atla
en nihayetinde geçebiliyor olmasıydı önemli olan ve gçiyor da...oturup geçip gidenleri izledim yanagım ve ben tern camının garantisindeyken hemde...aslında pek ala trenden atılabilme ihtimalimin olduğu bi yolculuktu çünkü yer olmamasından kaynaklı yarı yola kadar olan bi iletim vardı hani beni bilecikte indirseler ordan sonrasını yürüme gibi bi ihtimalim yok kaldıki hiç bilecikte inmedim...çok pis saçmalayasım var zaten saçma salak zamanlarımdayım bu aralar...uzun zamandan sona rayları hıssederek ve işiterek hafiftende sallanarak içtiğim biraların bukadar soğuk olabilmesi bi gün gerçekten gidebilio olma ihtimalimi getrdi aklıma...dedimya saçma salak zamanlardayım yine bi kalkıp gitme isteği başgösterdi bünyemde bide eski mutsuzluklarım için benden özr dileyenler var...nie bunu yapıyolar hala anlaymadım onca mutsuzluk yaşamışım kıyamamış sarıp saklamışım sen nie şimdi yıllar sona çıkp özr dilersinki...vicdanınımı rahatlatıyosun kendinimi hafifletiyosun benimi kandırıosun...bak bana anında özr dileyebilirim tüm üzen yanlarım için...ama yine de kötü biriyim ben gereginden fazla gevezeyim belkide hala tam anlamıyla çözülemedi ne bok olduğum hala çalışıp cabalamaklar sürmekte...of ya nie sanki yeniden özr diliosun sen benden ben nie senin tüm yanlarını affediorum zaten çokça zaman geçmiş...neyapıyorus biz şimdi...ne bekliorum ben senden sen ne istiebilirsinki benden benm zaten tüm cümlelerim biraz eksik bu aralar nasıl desm ben biraz garibim ya bukadar zaman önce kurtulmuşken...üzen yanlarım var benim kötü olamama gibi ii olmayı becerememem gibi neyin doğru olduna karr verememek gibi...her seferinde birilerini kaybetmek gibi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...