Ana içeriğe atla

tanıdık bi şehrde çokça sevilen tanıdık insanların yanında yeni ve tanımadığım bi yaşa girmek fazlaca tedirgin edici kişiyi sanırsam...cafer ve ben şuanda sevdiğimiz şarkıları dinleyip benim dünyaya gelişimin bilmemkaçıncı yılını kutluyoruz...caferinde sevdiği şarkılar benim kurbaam olduna göre benim sevdiğim şeyleri sevmek mecburiyetini dayatıyorum ona...tüm bana dayatılan şeylerin intikamını alırcasına...çok sevdim caferi ben...oda beni sevmişmidir acaba...sormadım gerekte yok esasen sevmek zorunda...ihiihii...fazlaca ihtiyacım var şu sıralar...bişeylere inanmaya...her adımda yaşlanırken geriye saramıyacağım zamana bakıp hayıflanıyorum geçen kısmına...tanıdık olanı yitirmiştik oysa ve belkide güzel olan tek yanıydı...bi şansımız daha olsa başa dönebilirmiyiz acaba...hayır diyo cafer gülüorum ona salak diyorum bunu isteyen kim...cafer küsüo bana...küsme diorum bugün benim doğum günüm ve şuanda sana ihtiyacım var...bide öpüorum caferi hemen yumuşuyo...üzme kendini acıtma göksu dio...geçti cafer diyorum biliyomusun bugün o sakağa bidaha hiç girmedim...ihiiiii...iyi bi kurba cafer...iyiki var onu bana armağan eden hayatımda uzağımda yada yakınımda okadarda farketmez artık eskisi kadar...çok fazla iyi dileğe maruz bırakıldım bu gün...bünyeme fazla sanırım bukadarı...hepside iyi insanlardır eminim...ben bazen fazla eğreti kalıyorum yanlarında...kötü biri olduğumdan diğil...çok istiyorum zaman zaman ama olamıyorum zaten bitürlü...anladımki sonradan eklenen bişi değil bünyeye...' çalış seninde olr' yalanı işlemio çok denedim...ihiii insanın içinde olmalı(((=bu gün benim dünyaya teşrifimin bilmem kaçıncı yıl dönümü ve ben kendim için sadece şans diliyorum belki bi tutam mutluluk ve birazda aşk...iyiki doğmuşum da beni ben yapan herkesleri tanımışım sevmişim aşık olmuşum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...