"İnsanın kafatasını parçalamak için 255 kilo gerekir ancak duygular çok daha kırılgandır." "Neden ayrılmıştık? Tuhaf ama geçmişe bakınca nedenler çok anlamsız geliyor. Geçen gün benimleydi beni sevdiğini söylüyordu. Bir hafta sonra bir başkasıylaydı. Aynı şeyleri ona söylüyordu. Beni gerçekten sevmişmiydi? Aşk ne demekti? Bu kadar gelip geçici bir şeymiydi?" "Ayrıldığımdan beri bir türlü uyuyamıyordum. Uyumaya çalıştıkça yorgunluğum azalıyordu. Her yolu denedim, uykuya karşı bağışıklık kazanmıştım. Birden bire fazladan 8 saatim olmuştu. Hayatım 3/1 uzayıvermişti. Zamanın bir an önce akmasını isterken, her saniyenin geçişini izlemeye mahkum biri olmuştum." "Saat düşmanındır. En temel kural şudur. Saate ne kadar bakarsan zaman o kadar yavaş geçer. Zihninin saklandığı yeri açığa çıkarır ve saniyelerle işkence yapar. Zamanın takas etme sanatının özü budur."
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Yorumlar