Ana içeriğe atla
benim için bişeyler dilermisin bu gün???ne olduğunun hiç bi önemi yok benim için bişey dile yeter...bu aralar bunun için bile pek halim yok!!!günlerdir uyuyo gibiyim sanki...ve hala uyumak istiyo gibiyim her nekadar uyuyarak geçen zamanın hebaolup gittiğini ve bi adım daha geç kalmış olduğumu düşünsemde...nasıl ince ince yağmur yağıyo..nezaman açsam gözümü martıları görüyorum gökyüzünde yeniden kapıyorum gözlerimi...birini bırakıp diğerine başlıyorum biyığın yarım romanım var şimdilerde başucumdaki masada duran...hiç bişey bilmek istemediğimi düşünüorum nedense...ruhuma ağırlık yapıyo bildiklerim...düşünmeden saatlerce oturdum dün gece...gecenin bi yarısında uyanıo olmak ne kötüymüş tanrım uykularımın bölünmesine tahamül edemiyorum...bu aralar fazla ıslak bu kent yatakdan dışarı çıkasım gelmiyo...kıvranıp duruyorum kendimle cebelleşiyorum...bişiler yapmalı...canımı sıkmaya başladı bu ruh hali fazlasıyla gereksiz sanki...o kadının hüznü gelip oturur zaten her defasında benim içime...sessizce kabul ederim bende belki hafifler diye ruhu...daha fazlası yokki yapılacak...benim için bişeyler dile neolur ben son dileğimi onun için harcadım...daha iyi hissetmediğimden diilde sende benim için bişeyler dile istedim...ne dilersen dile çok fazla önemi yok karda yağsın ama unutma nasıl çocuklaşıyorum dimi kar yağarken elimde değil tüm şekerler benim oluyo sanki kar yağarken nasıl özgürleşiyorum ellerim üşüsede içim nasıl ısınıyo bi bilsen...yad bilmenede gerek yok aslında...düşündümde fazlasıyla gereksiz şimdilerde tüm bunlar...sen kendini oyalıyosun bense ne yapıyorum bilmiyorum...aslında tüm neden benim fazla geveze olmam inan farkındayım...susmam gereken yerde fazladan konuşuyo olmamla ilgili bişey...sahil nasıldır acaba şimdi bu yağmurda...martılar dalgalar yağmur bide çimen kokusu...uyumasamda kalksam gitsem saçlarım ıslansa kendimi mutlu hissetsem birazdaha...çok uzak ihtimal şimdi şuanda tüm bunlar...benim için fazla zor öle yorgunumki...bugün benim için bişey dile neolur...uyuyakalıp filmin en önemli repliğini kaçırmış olmak gibi,yağmurda sırılsıklam ıslanmak istemek gibi,o şehri gereğinden fazla özlemek gibi,geceleri uyuyamamak gibi yinede günlerdir uyuyomuş gibi hissetmek gibi,saatlerce yatakta dönüp durmak gibi,alıp başını gitmek istemek gibi,hiç bişey bilmek istememek gibi, çocukken cebindeki son şekeri diğerine vermek gibi,kar yağsın istemek gibi,susumk gibi,gibili hayatlarımızda her rastlansal karşılaşmayı bi tesadüfe bağlamak gibi...bugün kesinlikle benim için bişeyler dilemelisin...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...