Ana içeriğe atla
kahve kanyakla başlayan bi günün nasıl keyifli devam ettiğine kendimi dahil kimseyi inandırmak zorunda olmamak ne hafifletici bi neden insan bünyesinde...sonrasındaki saçbaş ve arabaya atlayıp güneşin doğduğu başka bi yere doğru hemde son hız gitmek..aynı zamanda gene korkmak geçkalmaktan gün ışığına ve daha bi çok şeye...ışığı kaçırmak küfretmek ama yinede mutlu hissetmek aralık ayında bahardan kalma bi papatya aramak durmak boş yere bulamamak ennihayetinde vazgeçip eve dönmek üşümek ama az öncesinde...hiç tanımadığın bi sıcaklığı özlemek...oanda orda tamda olduğum yerde başka bişeyi daha istemeden çokda fazlasıyla ii hissetmek kendimi...nası iyi geldi...çok sıkıldım nedenleri nasılları düşünmekten başkalarını üzmemek adına takınılan yapmacık hallerden...mutlu zaman arlıklarındayım şimdilerde...bide geç açmış bi papatya bulabilsem hiç fena olmıcak...allahtan kasımpatıları var bu mevsime özel...çokda düşünmemek lazım öğreneli baya oldu bunu zorlamamk inatlaşmamak olduğu gibi kabul etmek...ne varsa unutup yeniden başlamak...ilkkes aşık olur gibi ilkkez objektiften bakar gibi ilkez dokunur gibi bir diğerine bilmiyorum ne varsa yaşanmış olan unutmalı sanki...ağırlık yapıolar ruhuma hiç gerek yok bu aralar bünyem pek bi narin kırmızı saçlarımdan olsa gerek...kahveyi bırakmaktan vazgeçtim bide üstüne kanyak da karıştırmaya başladım karmançorman zihnim...gitmek diil uzun zaman sonra ilkkez kalmak var aklımda yarınki bozca ada planları neden hep buna...kıpır kıpır içim şu saatlerde...vapur,martılar o çok sevdiğimiz şarkı,şarap ve gün ışığı bide biz sadece kendimiz eksik yada fazla olmamak şartıyla...ruhum hafif saçlarım kırmızı bedenim ağır belki ama zaman yavaş şarap lezzetli güneş sıcak hava soğuk gece yanlız...ben...bilmek istemez zamanlarımdayım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...