fazlaca tanıdık bi yüz fazlaca tanıdık bi ses ve çoközlenmiş bi dost...camın kenarındaki masaya fazlaca yakışmış olmamızdan kaynaklıydı belkide bu denli anlatma isteği...ben anlattım o dinledi...orta şekerli kahvenin kokusu...sona nedenli geçmiş olduğunu farkettim kendi anlattıklarımı yabancı bi kulakla dinledim konuşan ben diil gibiydim odenli geçmiş yani sadec tebessüm ettim...kar yağıo şimdilerde bu kentin üzerine ne çok yakışırdık asu ah bi görsen...ben biraz eğreti duruyo gibiyim...zaten birileri susarken ben hep fazla geveze kalıyorum...nedenini bilmediğim bi rahatlık var bünyemde aynı anda nasıl böle bitkin hissedebiliyorum hasta olmayamı ne çalışıyorum bilmiyorum...ihiihiii...ilgiye ihtiyacım var benimmmm küçük bi kız gibi ağladım geçen akşam nedenini hala bilmiyorum...bünyeme bişeyler fazla geliyo olsa gerek bişeyler eksikte kalıyo olbilir fazla düşünmeme gayreti içerisindeyim...içimdeki küçük kırmızı şeytanların yüzünden oluyo hep bunlar...birileri fazlaca oyalıyo gibi hayatımı ben hep meşgul tondayım bu aralar...ait olmamak için çırpınıp dururken dahil olamadığım hayatlara bakmakla yetiniyorum...ölede olsun istiyorum sanırım inan onu bile bilmiyorum...olmaması gereken herşey gerçekleşmişse ve içinde gerçeklik olmayan hayallerimiz erirken içimiz eziliosa...susuyorum susturuyorum bazen duymuyorum sıkı sıkı yumuyorum gözlerimi hissetmediğime inandırıyorum kavğuma çekilme planları yapıyorum kimseyi kırmamış olmayı diliyorum birilerini hala özlüyorum ve yalan söylemeyi bu yaşıma geldim hala beceremiyorum...mutsuzluklarım birikirken ben azalan zamanıma hayıflanıyorum...yiten bizmiydik yoksa ruhlarımızmıydı hatırlamıyorum...varolmanın çabasında nefessiz kalmanın korkusunda kalabalık hayatlarımızda yanlızız şimdilerde hiç olmadığımız kadar...birine dokunabiliyo olmanın korkuzusluğuna duyulan özlemler hiç dokunmamış olmak istemekle ilgili olsa gerek...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Yorumlar