Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
bazen öyle anlar oluyorki sırf karşımdaki bu denli üzülmesin diye tüm yüklerini yüklenebilirmişim gibi geliyor...sırf anlasın istediğimden deymediğini deymiyeceğini ...susmadan günlerce konuşabılırmışım gibi geliyor sanki sussam o an dağılacak karşımda paramparça...aynı hissin başka rengi esasen onunkide...adamlar tanıyoruz o adamlarla sevişiyoruz ve sabah o adamlara aşık uyanıyoruz...sonrasında herşey o muhteşem aşk filmlerindeki gibi olsun diye bekliyoruz...çaresizlik...ne sefillik...zebil ziyan zamanlar yaşıyoruz arta kalan bi avuç yalnızlık hissi...bu kadarmı lan diyesi geliyor insanın...heleki inanası hiç gelmiyor uykusunda üşümedin diye kendi uykundan çalıp çırpıp ona eklerken bi yandan üzerindeki örtüyü çekiştirdiğimiz adamın bize bu denli mutsuzluk bırakmasına inanasımız gelmiyor...aynısıydı diyorum tıpa tıp işte uykularımı kaçıran boğazımı düğüm düğüm yapan acı aynısıydı...adı farklıydı belkı boyu bıraz daha uzundu uzun adamlara aldanışımdan benım senınle bı ılgısı yok he belk
sadakatimi sorgulamadığında esasen nasılda sevilesi bir adam oluveriyor...bunca sevgisizlik içinde üstelik dalgalı fırtınalı öle kızmış kabarmış bi denizde karşılaştığım liman misali şu sıra...oysa o bilmiyor bilemez hatta bilmesin de...ben hangi denizde boğum boğum boğulurken hangi gözün yeşilinde can verirken onun elini tuttum...nasıldım nasıl hissis vazgeçmiş bomboştum bir bilse kimseye dokunamazken istemezken onunla uyuyup ruhumu iyileştirdim...bılmesin...ben bunca zahmet verirken boğulduğum suları kurutmaya unutmaya o hiç bilmesin...şehirler zordur sayılı sokakları varsa üstelik büyükmüş gibi davranıp küçücük kalabiliyorsa bir anda çok zordur...yağmurdan kaçarken kaç doluya daha yakalanması gerektiğini düşünüp hayıflanıyorsa insan o şehirler zordur...şehir gel oyunlar oynama benimle kaçtıklarımı dönup dolaşıp karşıma çıkarma benım ruhumu rahat bırak ki daha çok seveyim sevdikçe özgürleşeyim...tırnaklarımı yemeyi bırakayım sokaklardan korkmayayım...gel anlaşalım oyunlar oynama benl
yazacak hiç birşeyim yok yada dilimin varmadığına elim gitmiyor yazmaya...sadece uyuyamadım...okadar...
insan büyümekten korkuyor...bazı bazı düşündükçe zamanda kaybettiklerini kalanıda yitirmekten korkuyor...güzel çocuklardık biz oysa...sokak hayvanlarını elimizdeki simitlerle besleyip sabahlara dek  kartopu oynamışlığımız vardı...aynı yataklarda uyuyup didişe didişe ettiğimiz kahvaltılar...kırgınlıklarımız küçüktü fakat bılemedık biriktiklerini...biriktikçe büyüdüklerini büyüdükçe bizi eksittiklerini...onlar büyüdükçe bizim hayallerimiz küçüldü sevgimiz ümidimiz tüm dileklerimiz küçüldü tükendi...oysa kutular boyamıştık içine şekerler doldurmuştuk doğum günleri geçirmiştik sarhoş olmuştuk sokaklarda...kimseye ihtiyacımız yokmuş gibi...öyleydide çoğu zaman şehirler terkettik yetmediği yerden başlamak için tren garlarında uyuduk...bağrış çığrış kavgalar ettık inceldiği yerden kopsun diye kopmadık...kopmamıştık ozamanlar henüz...bazı sevgiler hastalıklıdır bazı dostluklar kırıcıdır bazı insanlar uzak kalmalıdır birbirinden...biri büyürken diğeri büyümez kalır öğlece...biri büyümekten kork
kırılıyoruz kırılıp dökülüyoruz hatta...zaman bazen gereğinden hızlıyken bırden hiç ilerlemiyor gibi...bazı şeyleri geçirmesi zamanını alıyor insanın hatta gereğinden fazla çabalamasını gerektiriyor...sonrasında ne vardı dedirtiyor insana ne vardıda beceremedik biz...bi akşam üstü el ele yürümeyi bir filmi yanyana yarıda bırakmadan bitirmeyi aynı denizde ıslanmayı birbirimize güvenmeyi ne vardıda yanyana olmayı beceremedik...insan hiç olmayacak adama gider aşık olur hiç olamayacağına...zaten olamayacağından gider onu bulur...ne yaşarsan kar artık işte yerle bir olana dek...yerle bir olmuştuk bizde bir anda ne inşa ettiysek unufak olmuştu ellerimizde...sen gitmek istedin gittin bense bunun için hiç bir şey yapmadım temizlık yaptım bır mıktar ağladım sonra kuçuk bı tatıle gttım çok özledım şarap içtim bol bol uyudum...tam dılım adından vazgeçmıştı sen döndun...yetmemıştı sana ben yeterınce hırpalanmamıştım saldırmamıştım ki sen vicdanını rahatlatasın...yetmemıştı bu ayrılık sana çok saki
evet butun endışemı tedırgınlığımı kırgınıklarımı hatta kızgınlıklarımı uzerıne bır mıktarda yanlızlığımı ekmek yaparken unutuverıyorum...evet bukadar basit bışekılde motıve oluyor ruhum...saatlerce mutfakta hamur karıp mayalayıp kabarmasını beklemekten helak olup elıme yapışan hamurları temızlerken falan tum dunya yıkılsa umrumda değil bır eda takınıyorum...ustelık mutlu oluyorum bıldığın mutlu...salt...yalın...ölesıne...manyakmıyım dıye duşunmedım değil duşunuyorum...ama bunlar hep ekmek pişipde işim bıttığınde oluyor...birsuru şey oluyor etrafımda ...bı kısmına engel oluyorum bır kısmına karşı koyamıyorum...farkettım kı senınle bır hayat hıç kurmamışım kafamda duşunmemışım sanırım...olmayacağındanmı yoksa ıstemedığımden mı bılmıyorum ama duşunmemışsm hıç...ol ıstemışım sadece o an okadar...şimdi inceden bı sızı aklıma gelışın okadar...kı ekmek yaparken oda olmuyor ınan...zaten yarım kalmışlıktan olduramamışlıktan hep bu sızı...geçti geçecek bir hali var biliyorum...senden sonra uyud